İstanbul Park'ın Hikayesi

İstanbul Park, Türkiye’nin dünya çapında standartlara sahip tek yarış pisti olarak İstanbul ve ülkemiz için önemli bir değer. Zamanında en prestijli motor sporu organizasyonlarına ev sahipliği yapmış bu tarihi pist, şimdilerde yeni neslin önemini kavramayacağı bir halde. İnşası için milyonlarca dolar harcanan bu yarış pisti günümüzde prestijli günlerinden uzak bir şekilde çeşitli organizasyonlar ile ayakta tutulmaya çalışılıyor. Pistin bu duruma gelmesinde birçok politik ve maddi neden gösterilebilir. Ancak bunlardan hiçbiri pistin artık dikkat çekici bir yer olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Bu kadar tecrübeli ve büyük potansiyele sahip bir pistin hikayesine gelin biraz daha yakından bakalım. İşte; İstanbul Park’ın Hikayesi!

 

Tarihçesi

23 Eylül 2003 yılında temelleri atılan pist iki yıllık bir inşaat sürecinin ardından 2005 yılında hizmete açılmıştır. Toplamda 250 milyon dolarlık bir maliyetle Tuzla’da 2 milyon 215 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen pist, 5 bin 378 metrelik bir uzunluğa sahiptir. Alman mühendis Hermann Tilke tarafından saat yönünün tersine koşulacak şekilde tasarlanmış ve inşa edilmiştir. 6 sağa ve 8 sola olmak üzere 14 viraja sahip olan İstanbul Park’taki virajlardan en önemlisi, birçok yarış pilotunun korkulu rüyası haline gelmiş olan ünlü “8.Viraj”dır. Bu viraj dünyadaki en ünlü dönemeçlerden biri olup, art arda 4 apex noktasına sahiptir. Pilotların korkulu rüyası haline gelmesinin sebebi ise yüksek yerçekiminin oluşturduğu G-kuvvetidir. Pistin yarış tarihçesine bakıldığında; Formula 1 Dünya Şampiyonası, WTCC Dünya Binek Otomobil Şampiyonası, LMES Dayanıklılık Yarışları, DTM Alman Binek Otomobil Şampiyonası, RWS Renault World Series, MotoGP, SBK Dünya Superbike Şampiyonası, FIA Dünya Rallycross RX Şampiyonası, Ferrari Yarış Günleri ve ETRC Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası gibi birçok farklı kategoride dünya çapında organizasyona ev sahipliği yapılmıştır. 2012 yılında işletmesi Intercity firmasına geçen pistte günümüzde daha küçük çapta çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

 

Formula 1 Dünyasındaki Yeri

Açıldığı yıl olan 2005’ten takvimden çıkarıldığı 2012 yılına kadar motor sporlarının en prestijli organizasyonlarından olan Formula 1 Dünya Şampiyonası’na ev sahipliği yapan İstanbul Park, bu aralıkta 7 Grand Prix yarışına tanık olmuştur. 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 Türkiye Grand Prix’si olarak adlandırılan bu yarışlarda birçok ünlü F1 pilotu galibiyete uzanırken birçok pilot hüsran yaşamıştır. 2005 yılında düzenlenen ilk Türkiye Grand Prix’sini kazanan isim, o dönem McLaren-Mercedes takımı için yarışan “Iceman” lakaplı F1 pilotu Kimi Räikkönen oldu. 2011 yılında düzenlenen son Grand Prix’i ise Red Bull takımının efsanevi pilotu Sebastian Vettel kazanmıştı. Kariyerinde 4 dünya şampiyonluğu kazanan Alman pilot, 2006 Türkiye Grand Prix’sinde 19 yaş 53 günlükken piste çıkarak Formula 1 tarihinin en genç pilotu unvanının sahibi olmuştu.

 

Takvimden Çıkarılma Süreci

Tarihler 2012 sezonunu gösterdiğinde yeni yarış dönemi için Formula 1’in ticari haklarının sahibi Bernie Ecclestone ile müzakerelere başlandı. 2005 yılından beri düzenlenen organizasyon için her yıl düzenli olarak 13,5 milyon dolarlık bir ücret ödenirken, 2012 sezonu için 26 milyon dolarlık bir meblağ talep edildi. Görüşmeler bir yıl daha sürse de 2012 sezonu başlangıcına kadar bir anlaşma sağlanamadı ve İstanbul Park’ta düzenlenmesi planlanan Türkiye Grand Prix’si sessiz sedasız yarış takviminden çıkarıldı. Sonraki yıllarda İstanbul Park’ın Formula 1’e dönmesi ile ilgili birçok teori ortaya atıldı. Hatta düzenlenen bazı anketlerde yarış takvimine geri dönmesi istenilen pistler arasında en çok ilgiyi İstanbul Park gördü. Tam 8 yıldır İstanbul Park yarış takvimine gireceği günü bekliyor. Ancak son zamanlarda bu konu hakkında oluşan fikirler olumlu yönde. Bunun en büyük sebebi ise Formula 1 yönetiminin güncel yarış takviminden pist çıkarmayıp, Hanoi (Vietnam) ve Zandvoord (Almanya) pistlerini yarış takvimine eklemesi. Bu durum belki de İstanbul Park için doğru zamanın geldiğinin bir göstergesi. Hep birlikte zamanla bekleyip göreceğiz. Umuyoruz ki İstanbul Park eski günlerinde olduğu gibi en prestijli organizasyonlara ev sahipliği yapmaya devam eder.  

 

Yorumlar

  1. İlk yorumu sen yap...

Yorum